1/17

Öğrenme

"Okullar, bir ağacın altında oturan ve henüz öğretmen olduğunu bilmeyen bir adamla, öğrenci olduklarının farkında olmayan birkaç kişinin, onun fark edişini dinlediği anda başladı." - Louis Kahn, Form and Design (1960-61)

Neden öğrenme alanlarına ilgi duyuyoruz?

Dünya tekrarlamalar üzerine inşa edilmiştir. Bu, elektronlar, protonlar, nötronlar ve foton adı verilen küçük temel partiküllerin yapısıyla ilgilidir. Bugün parçacıkların birbirlerinin içinde, tekrarlamalı olarak, hatta belki de bir tür “gramer” ile tanımlanabilecek şekilde yuvalandığını görebiliyoruz. Eğer parçacıklar birbirleriyle etkileşime girmeselerdi, her şey inanılmaz derecede daha basit olurdu gözlemiyle başlıyoruz. Böylece, birbirleriyle etkileşim halinde olan insanlardan doğan toplumsal davranışlar üzerine teoriler geliştirebilir, tahmin edilmesi kolay olmayan sonuçlar yaratabiliriz.

Mekan evrensel gramerdeki parçacıklar gibi insanların etkileşime girdiği olası yollara öncülük etmesi veya rehberlik etmesi açısından önemlidir.

Tıpkı kuantum mekaniği ve genel görelilik teorisinin parçacıkların nasıl etkileşime girdiğini ve olayların nasıl gerçekleştiğini açıkladığı uzay zaman teorilerinde olduğu gibi, biz de insanoğlunun etkileşime girdiği ve içinde işlev gördüğü alanın varlığının bir sonucu olarak olayların gerçekleştiği alanlar inşa etmekle ilgileniyoruz. Bu bağlamda, aktif öğrenme ve yenilikçi öğrenme alanlarında yeni mekânsal kurgular için sürekli bir arayış içindeyiz.

Piri Reis Üniversitesi

Daima Erişimli Eğitim ve Hibrit Alanlar

Her zaman internete ve/veya mobil ağa bağlı olma imkanı, fiziksel ve dijital mekanlar arasındaki sınır çizgisini giderek bulanıklaştırmakta ve 'hibrit' olarak bilinen yeni bir mekan kavramını ortaya çıkarmaktadır. Hibrit mekanlar, sürekli olarak internete ve diğer kullanıcılara bağlı olan taşınabilir cihazlar taşıyan kullanıcıların sürekli hareket etmesiyle oluşan dinamik mekanlardır. Bu anlamda hibrit bir mekan kavramsal olarak karma gerçeklik, geliştirilmiş gerçeklik veya sanal gerçeklik dediğimiz şeylerden farklıdır.

Kendi Cihazını Getir(BYOD)

Günümüzde en güncel ve en çok kullanılan teknolojiler, eğitim yapıları tarafından sağlananlar değil, öğrencilerin ve zaten birçok öğretmenin günlük olarak kullandıkları, evlerinde bulundurdukları veya yanlarında, çantalarında veya sırt çantalarında taşıdıkları teknolojilerdir. Öyle ki bu uygulama için “Kendi Cihazını Getir” (BYOD) diye özel bir terim türetilmiştir.

Etkin öğrenme

Öğrencilere sadece çalışacakları bir şey değil, başaracakları bir şey verilmelidir; Yapmak, düşünmeyi ve yansıtmayı ve bağlantılara dikkat etmeyi gerektirir; bu nedenle öğrenme doğal olarak yaparak üretilir. Yaparak öğrenme pedagojisi, öğrencinin kendi öğrenme süreci üzerinde kontrol ve sorumluluk sahibi olması gerektiği önermesine dayanır. Daima öğrenme, öğrencilerin dinlemekten ziyade yaparak öğrenme türüne aktif ve kolektif katılımını teşvik etme potansiyeline sahiptir.

Eğitimde inovasyon

Eğitimde inovasyonu sağlayan şey, teknolojik akın değil, zamanların, mekanların ve okul uygulamalarının derinlemesine yapılandırılmasıdır. Amaç, ihtiyaçları karşılamak ve didaktik, organizasyonel ve pedagojik sorunları çözmek için teknolojileri kullanarak okul hayatı ile okul dışındaki hayat arasında bir süreklilik ve güçlü bir entegrasyon yaratmaktır.

Teknoloji destekli öğrenme ortamları (TEAL)

İlk olarak 2003 yılında MIT'de tanıtılan ve hızla gelişen “Teknoloji ile geliştirilmiş öğrenme ortamları” (TEAL) modelleri, akustik, mobilya, aydınlatma, hareketlilik, esneklik, hava sıcaklığı ve güvenliğin bu alanlar için tasarlanan eğitim teknolojilerini desteklemesi gerektiğini vurgulamaktadır. Tüm bu unsurlar “öğrenme teknolojileri” başlığı altında bütünleştirilmeli ve aynı çerçevede değerlendirilmelidir.

Kapalı sınıf, şu anda içinde yaşadığımız birbiriyle bağlantılı sanal dünyaya uymayan, fiziksel olarak modası geçmiş bir öğretim modelini temsil etmektedir. Öğrenciler hem kampüs içinde hem de dışında çok çeşitli gayri resmi öğrenme alanları aracılığıyla işbirliği içinde öğrenmektedir.

Bilgi çağı olarak bildiğimiz dönem hızla yaratıcı çağa dönüşüyor ancak birçok öğrenci anketine göre sınıflar, öğrenebilecekleri en az yaratıcı alan.